Türk Cumhurbaşkanı ve diğer AKP’li yetkililerin son günlerde katliam ve işgal saldırısıyla tehdit ettiği Minbic’te, Türk devletine bağlı çeteler bir katliam gerçekleştirdi. Rusya ise dün yaptığı açıklamada Türk devletinin ‘güvenli bölge’ adı altında Kuzey Suriye’de gerçekleştirmek istediği yeni bir işgale onay vermediğini duyurdu.
Halka yönelik katliam
Türkiye, çeteleri aracılığı ile Suriye’nin Minbic kentinde gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 9 sivil, 1 Minbic Askeri Meclis üyesi ve 2 ABD askeri hayatını kaybetti. Saldırganın da saldırı sırasında öldüğü belirtiliyor. Söz konusu bilgiler ANHA tarafından verildi.
Öte yandan Reuters ise adını vermediği bir ABD’li askeri yetkiliye dayanarak saldırıda yaşamını yitiren asker sayısının 4, yaralı sayısının ise 3 olduğunu duyurdu. Olay esnasında yaralanan ABD askerlerinin de helikopterlerle olay yerinden alındığı açıklandı.
Son açıklama ise Minbic Sağlık Komitesi’nden geldi. Sağlık Komitesi, kentte meydana gelen patlamada 3 ABD askeri ve 2 Askeri Meclis savaşçısının aralarında bulunduğu toplam 13 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Minbic Sağlık Meclisi Komitesi yetkililerinden Ehmed Hito, 18 kişinin de yaralandığını bunların 5’inin durumunun ağır olduğunu söyledi.
Bombalı saldırı, Minbic kent merkezindeki Sindis sokağında bulunan Qesir El-Umeraa lokantası önünde meydana geldi.
İlerleyen saatlerde ise Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders ise “Başkan konu ile ilgili detaylı şekilde bilgilendirildi. Suriye’deki durumu gözlemlemeye devam edeceğiz” dedi.
Saldırının zamanı dikkat çekici
Saldırının Türk devletinin başta Minbic olmak üzere tüm Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik işgal tehdidi, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’de Kürtlere saldırırsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederiz” açıklaması ve Türkiye ile ABD arasında süren ‘güvenli bölge’ tartışmalarının olduğu bir döneme denk gelmesi dikkat çekti.
Türkiye’nin bu seferki hedefi de ABD askerleri
Bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden gazeteci Aziz Köylüoğlu twitter hesabında şu paylaşımda bulundu: “Şimdiye kadar Minbic’teki bütün saldırıların arkasında Türk devletinin olduğu net. Bu son saldırı da bunun bir sonucu… Katliamcı Türk devletinin son hedefi ABD askerleri oldu…”
Gazeteci Cihan Özgür ise “Türkiye ile ABD’nin restleştiği günlerde Rakka ve Minbiç’te art arda patlamaların olması, dikkatleri Türkiye’nin ve MİT’in üzerine çekiyor… DAİŞ’in değil, MİT’in uyuyan hücreleri harekete geçti” ifadesini kullandı.
Rusya, tampon bölgeyi reddetti
Bu saldırının meydana geldiği saatlerde ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan bir açıklama geldi. Lavrov, ABD’de Başkanı Donald Trump’ın ortaya attığı, Erdoğan yönetimdeki Türk devletinin ise yeni bir işgal için fırsat kolladığı ‘güvenlik bölge’ konusuna karşı olduğunu açıkladı.
Toprak bütünlüğü ve Kürtlerin hakları
Lavrov, Kürtlerin haklarının ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün uluslararası yasalara göre korunmasına vurgu yaptı.
Ülkelerinin Kürtler ile Suriye hükümeti arasındaki görüşmelere destek verdiğini belirten Lavrov, “Dış müdahalelerin olmadığı birlik halinde bir ülke için Suriyeli yetkililerle Kürt yetkililer arasındaki görüşmeleri destekliyoruz” dedi.
Lavrov demecinde, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde Kürtlerin haklarının ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması vurgusu da yaptı.
Lavrov ayrıca, ABD’nin çekilmesi halinde sözkonusu bölgelerin Suriye hükümetinin kontrolüne geçmesi gerektiğini savundu.
Türkiye’ye ‘çetelerine sahip çık’ çağrısı
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’ye bağlı çetelerin yaptıklarına karşı memnuniyetsizliğini dile getirdi ve şunları söyledi: “Türkiye ile aramızdaki İdlib anlaşmasının gerçekleşmesini istiyoruz. Bu anlaşma, teröristlerin nasıl isterlerse öyle hareket etmelerine hak vermiyor. Teröristler, İdlib’deki silahsız bölgede bulunan Suriye ordusunun mevzilerine ve sivillere saldırıyor.”
HABER MERKEZİ
Minbic’te ‘zamanlaması manidar’ saldırı
Suriye’de ilk kez ABD askerinin hedef alındığı Minbic’teki saldırı, ‘ABD’nin çekilme kararı’ ve ‘güvenli bölge’ tartışmalarının yaşandığı bir dönemde yaşandı.
2014 yılında “Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim” denilen toplantıya katılan Türk Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile Brüksel’deki NATO Karargahı’nda görüştüğü sırada Minbic’te ABD askerinin hedef alınması dikkat çekti.
Minbic kent merkezindeki Sindis sokağında bulunan Qesir El-Umeraa lokantası önünde, ABD askerini hedef alan canlı bomba saldırısında ilk bilgilere göre; 3 ABD askeri yaşamını yitirdi, 3 asker de yaralandı. Saldırıda 9 sivilin de yaşamını yitirdiği belirtildi.
Türk devletinin Minbic’in kuzeyindeki Cerablus’a girdiği Ağustos 2016 tarihinden bu yana, belirli aralıklarla kentte Minbic’te sivilleri ve kentin özsavunma güçlerini hedef alan saldırıların tamamı Türk devleti ve ona bağlı cihatçı gruplar tarafından düzenleniyor.
İlk Amerikan askerleri hedef alındı
Ancak, “ABD’nin Suriye’den çekilme kararı alması” ve “güvenli bölge” tartışmalarının gündemde olduğu bir dönemde ilk kez ABD askerlerinin bu gruplar tarafından hedef alınması şüpheye neden oldu.
Güler ile Dunford görüşmesi sırasına saldırı
İlk kez ABD askerlerini hedef alan bu saldırının da Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un Brüksel’deki 180. NATO Askeri Komite Genelkurmay Başkanları toplantısı sırasında gerçekleşmesi dikkat çekti.
‘4 adam göndeririz füze attırırız’ saldırısını akıllara getirdi
Nitekim Güler daha önce de söz konusu provokasyonlarla gündeme gelmişti. 27 Mart 2014 tarihinde yayınlanan bir ses kaydında dönemin Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dönemin Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın olduğu gizli toplantıda Suriye’ye müdahale gerekçesi yaratmak için provokasyon tezgahladıkları ortaya çıkmıştı.
Ses kaydında Sinirlioğlu’na ait olduğu belirtilen ses, DAİŞ’e bir müdahalenin uluslararası zemininin olduğunu söylerken, Fidan’ ait olduğu belirtilen ise, “O olduğu andan itibaren içerde birçok bomba patlar” demesi dikkat çekiyor.
Bu diyaloğun ardından ise Güler’e ait olduğu belirtilen ses de Fidan’ın söylediklerinin desteklenmesini ve muhaliflere silahların ulaştırılması gerektiğini söylüyor.
Devamında ise Fidan’a ait olduğu belirtilen ses, “Şimdi bakın komutanım, şimdi biz gerekçeyse gerekçeyi, ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir. Olay böyle bir iradenin ortaya konması. Biz savaş iradesi ortaya koyuyoruz, her zaman yaptığımız şeyi, akıl yürütme hatasına düşürüyoruz” diyordu.
Söz konusu ses kayıtlarının yayınlanması ve kamuoyunda yankı uyandırması üzerine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ses kaydıyla ilgili olarak yayın yasağı kararı almıştı.
Oklar MİT’i ve Türk çete gruplarını gösteriyor
Diğer yandan Türk devletinin Minbic’in kuzeyindeki Cerablus’a girdiği Ağustos 2016’dan bu yana, belirli aralıklarla kentte Minbic’te sivilleri ve kentin özsavunma güçlerini hedef alan saldırıların tamamı Türk devleti ve ona bağlı cihatçı gruplar tarafından düzenleniyor.
Ancak ABD askerlerini hedef alan son saldırının ilk anından itibaren DAİŞ tarafından yapıldığının iddia edilmesi şüpheye neden oldu. Nitekim bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye’de Türk MİT’i ve DAİŞ’in ortak örgütlenmesi olan “Kıyam” isimli bir yapı tarafından sabotaj ve suikastler düzenleniyor.
“Uyuyan hücre” belirli zamanlarda harekete geçirilen söz konusu yapının birçok üyesi daha önce Minbic, Kobanê, Reqa, Girê Spî ve farklı bölgelerde tutuklanmış ve suçlarını itiraf etmişlerdi.
Bölge halkları arasında çatışma zemini yaratmak için kullanılan bu yapının deşifre olmasından sonra Türk devleti, “Çukur” isimli yeni bir yapıyı devreye koymuş ve bu yapının da tutuklanan kimi üyeleri Türk devleti ile aralarındaki ilişkilere ilişkin itiraflarda bulunmuşlardı.
ANF/HABER MERKEZİ