Perşembe, Mart 28, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Şengal Kerbela oldu

 

Şengal Kerbela oldu

 

Êzidilerin önemli kutsal mekanlarınının bulunduğu Şengal bölgesi terörist IŞİD çeteleri tarafından işgal edildi. Bu çetelerin eline düşmemek için Sincar dağına sığınan Êzidiler ve Türkmenler ölüm kalım mücadelesi veriyor. Çocuklar ve yaşılar susuzluktan ve açlıktan ölüyorlar. Yeterli yardımın ulaştırılması yönüde henüz ciddi bir girişim görülmediği için, bu ölümlerin artması büyük bir olasılıktır.

 

1334 yıl önce aynı cografyada, Kerbela çöllerinde çocuklar bugün Sincar'da yaşananlara benzer şekilde, etrafları çevrilip susuzluktan öldürülmüşlerdi. Felaketlerin yarattığı ortak çağrışım, Ortadoğu bölgesinde binlerce yıldır süren bir geleneğin, yani farklı ve zayıf olan halkların ve sosyal-dinsel grupların kıyımdan geçirilmesi geleneğinin, hala sürdüğünü gösteriyor.

 

Irak meclisi üyesi Êzidi Kürt milletvekili Viyan Daxil mecliste yaptığı konuşmada bölgede yaşanan tarjediyi şöyle anlatıyor: "30 bin aile 48 saattir Sincar dağlarında aç susuz bir durumda mahsur. Ölüyorlar. Susuzluktan 70 çocuk öldü. Koşullar nedeniyle 50 yaşlı insan hayatını kaybetti...Sayın başkan, Şengal bölgesinde katlediliyoruz. La ilahe illallah diyerek bizi katlediyorlar. Şimdiye kadar 500 Ezidi genç erkek katledildi. Kadınlarımızı pazarlarda satmak üzere kaçırıyorlar. Tecavüz ediyorlar ve onlara ganimet gözüyle bakıyorlar.Tüm Iraklılar gibi öldürüldük. Şiiler, Sunniler, Hristiyanlar, Türkmenler öldürüldü. Şimdi sıra bize geldi" (Cumhuriyet, 06. 08. 2014)

 

UNICEF ve bazı gazeteciler de; çocuk, yaşlı ölümlerini, IŞİD katliamlarını ve kadınların kaçırılması olaylarını doğruluyor.

 

Kürdistan toplumunun bir parçası olan Êzidi Halkı, köklü bir tarihe ve kültüre sahip, barışçıl bir halktır. Kendi halinde yaşayan bu mazlum insanlara salıdırp yok etmeye çalışmak, olsa olsa insanlıktan nasibini almamış mahluklarin işidir. Bu işi yapan IŞİD çetesi, ideolojik yönden İslam Dini'nin gerici bir yorumundan beslense de; aslında bugünkü emperyalist-kapitalist sistemin bir ürünüdür. Bu çete, ABD, Suudi Arabistan, İsrail ve Türkiye başta olmak üzere, dünya düzeninin efendilerinin projelerini hayata geçirilmesinde kullandıkları piyonlardan teşekküldür.

 

Halkı savunmasız bırakıp kaçanlar suça ortaktır

 

Peşmerge'nin savaşmadan Şengal'i IŞİD çetelerine bıraktığı gerçegi artık tüm kesimler tarafından kabul edilmektedir. Basında yer alan haberlere göre, „Kürdistan Başkanı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Mesud Barzani, savaşmadan çekilen ve Şengal’in IŞİD’in eline geçmesine neden olan bazı Peşmerge komutanlarını cezalandırma kararı“ almış. (Hasan Kiki/Nerinaazad)

 

Söz konusu bu komutanlar cezalandırılır mı bilemiyoruz, ancak, şurası açıktır ki, Şengal'i bırakıp kaçanlar, IŞİD'in Êzidilere ve Türkmenlere neler yapacaklarını gayet iyi biliyorlardı. Bu dekmektir ki, bu işin sorumluları gerçekte IŞİD'in suç ortaklarıdırlar.

 

Yaşanan olayın sorumlulugu ve vebali büyüktür. Peşmergenin çekilmesi, askeri manevra ve bir kaç askerin ferdi davranışı ile açıklanamaz. Siyasi otoritelerin direktifi olmadan, böylesi satratejik bir alandan çekilmenin mümkün olamayacağını düşünüyoruz.

 

Son zamanlarda KDP'nin bölgesel ilişkileri üzerinden çevreye kötü kokular yayılıyor. AKP iktidarı ile geliştirilen kontrolsüz ittifak zaten gizlenmiyor. KDP eğer bu ittifakları ve geliştirilen operasyonları bağımsızlığa giden yolun taşları olarak görüyorsa yanılıyor. Bu kirli ilişkiler ağı olsa olsa, Kürt Ulusu'nun meşru bağımsızlık talebinin boğulmasına hizmet eder.

 

Masum sivilleri korumak devrimciler için büyük bir onur kaynağıdır

 

Haksız savaş yürüten egemeler için savaş toprak, ganimet ve iktidar gücü kazanmak demektir. Bu nedenle başka ülkeleri işgal ederler, savaşları kışkırtıp binlerce, miliyonlarca insanın ölmesine, şehirlerin ve doğanın tahrip edilmesine neden olurlar. Sahte göz yaşlarına ve vatanseverlik nutuklarına bakmayın, onların gözünde savaşta ölen askerlerin ve sivillerin hiç bir değeri yoktur.

 

Sosyalistler ve öteki devrimciler için ise savaş, insanı, yaşamı ve doğayı savunmak yani meşru müdafa demektir. Rojava Devrimi sürecinde YPG'nin yürüttüğü mücadele buna örnektir. YPG, emperyalist ve diğer sömürgeci devletlerin Suriye'ye karşı yürüttügü gerici savaşa ortak olmamış, ama aynı zamanda Kürtlerin ve diger ezilenlerin demokratik haklarini tanimayan Suriye rejimine de destek vermeyerek, Rojava bölgesini dış güçlerin etkisinden kurtarmıştır. Kürt Halkın'nın ve bölgedeki diğer halk gruplarının yaşamını güvence altına alarak, halkın kendi kendisini yöneteceği bir düzen kurmuştur. Bu gerçek bir halk devrimidir. Çünkü yönetim, egemen burjuva sınıfların elinden halka geçmiştir. IŞİD'in son süreçte Kobani'ye karşı gerçekleştirdiği büyük saldırılara karşı halkın yediden yetmişe savunmaya katılması, bu halk devriminin karekterinin somut bir görünüşüdür.

 

YPG'nin devrimci ve halkçı karekterinin somut bir örneği de, bu gücün, IŞİD kuşatması ve katliam tehditi altındaki Şengal Êzidilerinin ve Türkmenlerin yardımına koşmasıdır. HPG gerilları da aynı duyarlılıkla harekete geçmişlerdir. Devrimci savaşçı bir güç için, masum sivilleri, hele hele çocuk, yaşlı ve kadınları savunmak, en büyük meşruyet ve onur kaynağıdır. İnsanlık tarihinin Şengal Savunması'nı kaydeceğine eminiz.

 

Hesapsız ve ikirciksiz bir tavırla yaşamı ve insanı savunan devrimcilere selam olsun.

 

06. 08. 2014

Dersimzaza.com