Cuma, Nisan 19, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

KCK: Fiili bölünme noktası

 

KCK: Fiili bölünme noktası

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kürt düşmanlığıyla şovenizmi körükleyen AKP hükümetinin Türkiye'yi tehlikeli bir savaşa sürükleyip fiili olarak bölünme noktasına getirdiğine dikkat çekerek, bu kirli politikaya son vermesi için uyardı.

ANF / 09 Eylül 2015 Çarşamba

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AKP hükümetinin Kürt halkının özgürlük iradesini kırmayı amaçlayan politikalarıyla Türkiye'yi fiili olarak bölünme noktasına getirdiğine dikkat çekti. Eşbaşkanlık, fedaice direnen Cizre ve öz yönetimlerini ilan ederek demokratikleşme hamlesi yapan kentleri sahiplenmeye çağırdı.

Eşbaşkanlık tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, 7 Haziran seçimlerini kaybedip iktidardan düşen AKP ve onun şefi Erdoğan’ın iktidarını sürdürme politikasının bugün Türkiye'yi çok tehlikeli bir savaşın içine soktuğu belirtildi. Açıklamada, “HDP, 7 Haziran’da demokratik ulus zihniyetiyle Türkiye'nin demokratik birliğini güçlendirmişken, AKP iktidarda kalmak için savaş başlatarak bu demokratik birlik hamlesine ağır bir darbe vurmuştur. HDP, Türkiye halklarının kardeşliğini ve birliğini geliştirmede büyük bir adım atarken, AKP'nin politikaları bugün Türkiye'de şovenizmi şahlandırarak halklar arası bir savaşı başlatmanın tetiğini çekmiştir. Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu’nun 400 milletvekili vermediniz diyerek halkı suçlamasının ardından Türkiye'nin her tarafında faşist güruhlar AKP'nin 400 milletvekili almasını engelleyen HDP binalarına saldırmışlardır. Yalnız HDP binalarına saldırmamışlardır, HDP’ye oy verdiği düşünülen Kürtler de her tarafta saldırıya uğramıştır” denildi.

 

Kürtleri sindirmek istiyorlar

Yıllardır iktidar olmak için “Kürt sorununu biz çözeceğiz, Türkiye'ye barışı biz getireceğiz” diyerek Türkiye halklarını aldatan AKP'nin, şimdi açıkça milliyetçiliği şahlandırıp Kürt düşmanlığı yaparak şovenizmle zehirlenmiş halkı Kürtlere saldırttığı ifade edilen açıklamada, şu anda Türkiye'nin her tarafında Kürtlerin bu saldırılara maruz kaldığı kaydedildi. İstanbul’da bir gencin Kürtçe konuştuğu için linç edilerek katledilmesinin, AKP'nin eseri olduğu dile getirilen açıklamada, şunlar belirtildi: "Polisler ve askerler hükümet talimatıyla Cizre’de bebek ve çocuk öldürürse, devlet yetkililerinin milliyetçi söylemlerinden etkilenenler de bu uygulamalar doğrultusunda Kürtçe konuşan genci katlederler.  

Türk devleti gerilla ve sivil ayırımı yapmadan Kürtleri katletmektedir. Cizre başta olmak üzere birçok yerde siviller katledilerek halkın sindirilmesi amaçlanmaktadır. Bu, AKP hükümetinin zihniyeti ve Kürt halkına yönelik politikasının pratikleşmesi olmaktadır. Tayyip Erdoğan 2006 yılında 'Kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yaparız' dedikten sonra Amed’de, Mardin’de, Batman’da birçok çocuk katledilmişti. Şimdi bebek, çocuk, genç, kadın demeden birçok sivil Tayyip Erdoğan’ın bu zihniyeti nedeniyle katledilmektedir. İstanbul’da bir gencin telefonda annesiyle Kürtçe konuştuğu için katledilmesi, Türkiye'nin her tarafında Kürtlere saldırılması, Cizre’de izlenen politikanın devamı olmaktadır. Bu tür yöntemlerle Kürtler sindirilmek ve özgürlük mücadelesinden vazgeçirilmek istenmektedir.” 

 

AKP tehlikeye atıyor

AKP hükümetinin derin kaosun yaşandığı Ortadoğu'da bu politikalarıyla Türkiye'yi de büyük tehlikeler içine attığını vurgulayan Eşbaşkanlık, Kürt Özgürlük Hareketi ve HDP demokratikleşme temelinde halkların kardeşliğine dayalı demokratik ulus anlayışıyla Türkiye'yi Ortadoğu'nun çekim merkezi haline getirmek isterken, AKP hükümetinin Kürt halkının özgürlük iradesini kırmayı amaçlayan politikalarıyla Türkiye'yi fiili olarak bölünme noktasına getirdiğine dikkat çekti. 

 

Gerilla da devam edecek

"Bebek, çocuk katletmek, gençleri keskin nişancılarla öldürmek, Kürtçe konuştu diye Kürtleri linç etmek, Kürtlere Türkiye'nin her yerinde saldırmak savaşı daha da şiddetli hale getirmektedir" diyen Eşbaşkanlık, gerillanın Kürt halkının öz savunma gücü olduğunu anımsattı. Açıklamaya şöyle devam edildi: "Sivil Kürtler böyle katledildikçe gerillanın misilleme eylemleri de gelişecektir. Kürtlerin sahipsiz ve savunmasız olduğunu sanmak, onlarca yıllık büyük bedeller verilerek yürütülen özgürlük mücadelesi tarihinden hiçbir şey anlamamaktır. Saldırılan Kürtler, öldürülen çocuklar gerillanın ailesidir, kardeşidir. Savaşı siviller üzerinde sürdürmek en büyük ahlaksızlıktır, alçaklıktır. Sivillerin katledilmesi, Türk devletinin savaşı ne kadar kirli hale getirdiğini gözler önüne sermiş bulunmaktadır."

 

Herkes farkı görmeli

Geliyê Dostkî’de gerilla eyleminde ölen askerleri büyük bir itinayla alıp devlete teslim eden halk ile Cizre’de katledilen bir kız çocuğunun defnedilmesini engelleyenler arasındaki farkı tüm Türkiye halklarının iyi görmesi isteyen Eşbaşkanlık, "Kürt sorununun neden çözülmediği, bu savaşın neden sonlanmadığını en iyi ortaya koyan Cizre’de keskin nişancılarla katledilen kız çocuğunun defnedilmediği için buzdolabında saklanması durumu olmaktadır" dedi. 

 

30 Ekim 2014'te karar aldı

Türk devletinin Cizre’deki, Gever’deki, Silopi’deki savaş tarzıyla savaşı en kirli biçime getirip derinleştirdiğini kaydeden Eşbaşkanlık, Öcalan'a 5 aydır ağır tecrit uygulanmasının zaten AKP hükümetinin savaşı aylar önce başlattığının kanıtı olduğunu belirtti. "Türk devleti 30 Ekim 2014 tarihinde savaş kararı almış; Dolmabahçe Mutabakatı yok sayılarak Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı bir savaş yürütüldüğü ilan edilmiş, 5 Nisan’da Önder Apo'ya yönelik tecritle de bu savaş başlatılmıştır" denilen açıklamada, AKP hükümetinin şimdi bu savaşı sonuna kadar sürdüreceğini ilan ettiğine dikkat çekti. Davutoğlu'nun, Tansu Çiller’in 23 yıl önce söylediği “ya bitecek ya bitecek” nakaratını şimdi “ya temizlenecek ya temizlenecek” biçiminde ifade ettiğine işaret edilen açıklamada, "Bu söylem Tayyip Erdoğan’ın 'Kürt sorunu da yok, masa da yok, müzakere de yok, taraf da yok' söyleminin pratikleşmesi olmaktadır. Bu nedenle savaş bebeklerin, çocukların ve Kürtçe konuşan insanların ölümüne kadar vardırılmıştır" denildi.

 

Kentlerimizi sahiplenelim

Türk devletini ve AKP hükümetini bu savaşı kirli biçimde sürdürme politikalarını bırakmaları konusunda uyaran Eşbaşkanlık, Kürt halkını ve Türkiye halklarını da Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için fedaice direnen Cizre başta olmak üzere özyönetimlerini ilan ederek demokratikleşme hamlesi yapan kentleri sahiplenmeye çağırdı. Açıklama şöyle tamamlandı: "Türkiye'nin demokrasi güçleri Cizre, Silopi, Gever, Silvan, Varto, Suriçi gibi yerlerde saldırıya uğrayan Kürt halkının yanında yer alırken, Türkiye'de linç edilmek istenen Kürtlerle birlikte hareket ederek Türkiye’nin geleceğinin nasıl olacağını bu tutumuyla ortaya koymalıdır.

Saldırıya uğrayarak katledilen tüm sivil insanlarımızın ailelerine ve Kürdistan halkına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Her yerde saldırıya uğrayan Kürt halkının sahipsiz olmadığını bir daha vurguluyor, Kürt halkının özgürlük mücadelesini mutlaka demokratik Türkiye ve özgür Kürdistan’la taçlandıracağımız sözünü bir daha yineliyoruz." 

 

 ANF/BEHDİNAN