Cuma, Nisan 19, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Bayık: Sultanahmet saldırısı tezgah!

 

Bayık: Sultanahmet saldırısı tezgah!

 

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, 11 Alman turistin hayatını kaybettiği 11 kişinin ise yaralandığı Sultanahmet'te yaşanan canlı bomba saldırısı için MİT ve onun arkasındaki Saray Gladyosu'nu işaret etti. Bayık, Tükiye'nin DAİŞ'le işbirliği içinde olan, DAİŞ'in var olmasını sağlayan bir ülke olarak görülmesi nedeniyle Saray Gladyosu'nun, AKP hükümetinin bu imajını ortadan kaldırmak ve Avrupa'nın, ABD'nin kendisiyle işbirliğini yapmasını sağlamak için böyle bir tezgah planladığının altını çizdi
 

HABER MERKEZİ / DİHA / 14 Ocak 2016 - KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Yeni Özgür Politika ve Azadiya Welat'ın bugünkü sayısında yer makalesinde, önceki gün İstanbul Sultanahmet'te yaşanan canlı bomba saldırısına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 'Yeni Soykırımcı Sömürgecilik' başlıklı makalesinde Türk devletinin Kürdistan'daki sömürgeci politikalarına dikkat çeken Cemil Bayık, AKP'nin Suriye ve bölge politikasında içerisinde düştüğü sıkışıklığı ve bu sıkışıklık içerisinde gerçekleşen Sultanahmet saldırının amacını yorumladı.

Saldırı için "Sultanahmet'teki turistlerin öldürülmesinin AKP'nin dediği gibi olmaması ihtimali çok yüksektir. Eğer DAİŞ yapmışsa bu kesinlikle Saray Gladyosu'nun planlamasıdır" diyen Bayık, "Nasıl ki Hakan Fidan, Suriye'den Türkiye'ye birkaç füze attırırım demişse, Sultanahmet katliamının da benzer bir olay olma ihtimali yüksektir" dedi.

Yazısında Tayyip Erdoğan'ın, 1990'lı yıllarda en fazla duyulan nakarat olan 'Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır!' nakaratını bugün yeniden tekrarladığına dikkat çeken Bayık, inkar ve imha sisteminin Kürt sorununu inkar etme söyleminin bu olduğunun altını çizdi.

'Çökertme Planı ile savaş kararı pratikleştiriliyor'

Koçgıri, 1925 ve 1938 katliamı ve soykırımları yapılırken de yaşananların 'eşkıyanın asayişi bozması karşısında devletin düzeni sağalması' olarak gösterildiğini hatırlatan Bayık, "Kürt sorununun varlığı kabul edilmediği müddetçe hep böyle yaklaşacaklardır. Nitekim Tayyip Erdoğan her fırsatta 'Kürt sorunu yoktur' diyor. Böylelikle özgürlük mücadelesine yönelik saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Dikkat edilirse Eylül 2014'te Çökertme Planı yapmışlar. Bununla Kürt Özgürlük Hareketi nasıl ezilecek ve bunun üzerinden nasıl soykırım politikası yürütülecek, ayrıntılarıyla ele alınmış. Ne kadar sivil öldürülecek, ne kadar insan göçertilecek bunlar bile belirlenmiş. Şimdi bu çökertme planı ve bunun için alınmış savaş kararı pratikleştiriliyor" dedi.

Bayık, bu vurgularla birlikte daha şimdiden Kürt halkının direnişinin ezilebilinmesi halinde her yere karakollar yapılacağı yönünde yapılan açıklamalara da dikkat çekti.

'Demokratik zihniyette olmayanlar sorunları her zaman şiddetle çözer'

"Dağa taşa nasıl ki son üç yılda karakol yaptılarsa, şimdi de şehirlerde karakol yapacaklarını söylüyorlar. Demokratik zihniyette olmayanlar sorunları her zaman şiddetle çözerler. Amiyane deyimle siyasal ve sosyal sorunları güvenlik sorunu olarak görürler" diyen Bayık, nitekim bu kadar ciddi bir sorun varken yapılanın, karakol yapmak ve AKP'nin milletvekili çıkarmadığı yerlere üç özel savaş elemanı yerleştirmek olduğuna işaret etti.

Bayık, bu duruma ilişkin ise "İşte Kürt sorunu neden çözülmüyor, neden çatışmalar süreklileşiyor sorularının cevabı bu politikalardadır" diye yazdı.
Yine Kürt halkının özgürlük mücadelesi Demokratik Özerklik talep ederken, AKP hükümetinin ise her mahalleye karakol yapmayı hesapladığını belirten Bayık, hükümetin yerel demokrasiyi düşünmek yerine, halk üzerinde daha fazla baskı kurmayı ve halkı zapturapt altına almayı planladığını vurguladı.

'AKP'den demokrasi ve özgürlük beklemek büyük bir gaflettir'

Bu plan doğrultusunda ise AKP'nin Kürdistan'daki kültürel soykırımcı sömürgeci işgalini neredeyse her sokağa kadar götürmeyi hedeflediğini vurgulayan Bayık, "AKP'nin karakteri nedir, nasıl bir Türkiye hedefliyor sorusunun cevabı işte budur. Hala bu AKP'den demokrasi ve özgürlük konusunda bir şey beklemek büyük bir gaflettir. AKP'ye olumlu bakan Kürtler için ise mevcut durum ihanetten başka bir şey değildir. Bu ihanetçi ruhlar AKP hükümetinin sadece Özgürlük Hareketi'ne değil, özgürlük ve demokrasi isteyen tüm Kürtlere düşman olduğunu görmüyorlar; daha doğrusu AKP'nin bu gerçeğini örten hainler konumunda bulunuyorlar. Tarihi olarak bu tespiti yapmak gerekiyor. Tüm Kürtler de AKP saldırılarını normal gören ve destekleyen kimi Kürtlerin konumunun bu olduğunu çok iyi görmelidirler. Artık AKP'yi destekleyen ya da zulmünü normalleştiren Kürt kişi ya da gruplarının konumunu bundan başka değerlendirmek mümkün değildir" dedi.

'Erdoğan hiçbir maske takmadan faşist yüzünü ortaya koymaktadır'

Bayık, yazısında Kürdistan kentlerinde ardı ardına yapılan karakollar üzerinde de durdu. Her yere karakol yapma fikrinin yeni olmadığını, 1,5 yıldır tekrarlanan 'asayişi sağlayacağız, her yere hakim olacağız' politikasının, halkı ezme ve göçertme politikasının sonucu olduğunu dile getiren Bayık, şunları kaydetti:

"İşte Kürt halkının özyönetim direnişi ve saldırılara karşı barikat kurması da bu nedenledir. Kürt halkının özyönetim hamlesi, Türk devletinin merkeziyetçi, otoriter, hegemonik politikalarının her sokağa ve mahalleye hakim olma hedefine karşı gerçekleşmiştir. Bunu anlamayan ve görmeyenler AKP hükümetinin Kürtler için kurduğu tuzağı ve komployu görmeyenlerdir. Açığa çıkan belgeler, her gün AKP'nin gerçek yüzünü ortaya koyduğu gibi, her günkü söylem ve uygulamaları da tüm çıplaklığıyla gerçek yüzlerini gözler önüne sermektedir.

Dersim, Colemêrg (Hakkari) ve Şirnex (Şırnak) halkının seçmediği, kabul etmediği bazılarını buralara vekil olarak görevlendirmek, AKP'nin gerçek zihniyetini de açığa vurmuştur. Kürt halkının iradesini tanımama ve sömürgeci memurlarını atamak demek; Dersim, Şırnak ve Hakkari'ye vali, kaymakam ve MİT'le ortak çalışacak özel savaş elemanı göndermekten başka bir anlama gelmemektedir.

Kültürel soykırımcı faşist sömürgeci bir iktidarla karşı karşıyayız. Tayyip Erdoğan'ın Kürdistan'daki uygulamalarına dikkat çeken aydınları suçlaması, tam bir faşist kafayı ortaya koymuştur. Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu argümanlar tüm faşist şeflerin muhaliflerini suçlama argümanlarının aynısıdır. İşte faşist kafa budur. Aslında Erdoğan hiçbir maske takmadan faşist yüzünü ortaya koymaktadır."

Bayık'ın önemli tespitlerde bulunduğu bir diğer konusu ise önceki gün İstanbul Sultanahmet gerçekelen canlı bomba saldırısı oldu.

Turistlerin öldürülmesinin AKP'nin dediği gibi olmaması ihtimalinin çok yüksek olduğunu kaydeden Bayık, "Eğer DAİŞ yapmışsa bu kesinlikle Saray Gladyosu'nun planlamasıdır. MİT DAİŞ içinde etkilidir. Saray Gladyosu DAİŞ içinde de MİT yoluyla DAİŞ'i böyle bir eyleme yöneltmiştir. Nasıl ki Hakan Fidan Suriye'den Türkiye'ye birkaç füze attırırım demişse, Sultanahmet katliamının da benzer bir olay olma ihtimali yüksektir" değerlendirmesinde bulundu.

Çünkü AKP'nin Suriye ve bölge politikasında çok sıkıştığını belirten Bayık, Tükiye'nin DAİŞ'le işbirliği içinde olan, DAİŞ'in var olmasını sağlayan bir ülke olarak görülmesi nedeniyle Saray Gladyosu'nun, AKP hükümetinin bu imajını ortadan kaldırmak ve Avrupa'nın, ABD'nin kendisiyle işbirliğini yapmasını sağlamak için böyle bir tezgah planladığının altını çizdi.

"Bu katliamla hem imajını düzeltme, hem de Kürt Özgürlük Hareketi karşısındaki sıkışması ortamında yürüttüğü savaşta bu ülkelerin desteğini almaya çalışmaktadır" diyen Bayık, "Dolayısıyla bu katliamın Saray Gladyosu tarafından planlandığı, DAİŞ içindeki MİT tarafından pratikleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu olayın hemen DAİŞ tarafından yapıldığının söylenmesi ve derhal basın yasağı konulması da bir açığın ortaya çıkmasını engellemek içindir" diye yazdı.