Cumartesi, Nisan 20, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Gazetecilik mahkum edildi: Can Dündar’a beş yıl 10 ay, Erdem Gül’e beş yıl hapis

Fotoğraf: Reuters

 

Gazetecilik mahkum edildi: Can Dündar’a beş yıl 10 ay, Erdem Gül’e beş yıl hapis

MİT TIR’ları haberleri nedeniyle ‘askeri ve siyasi casusluk’la suçlanan Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül gazetecilikten hüküm giydi.

Dündar devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan yedi yıl hapis cezası aldı, ceza beş yıl 10 aya indirildi. Aynı suçtan Gül’e de altı yıl hapis cezası verilip beş yıla indirildi.

Dündar ve Gül hükümeti ortadan kaldırma suçlamasından beraat etti. İkili hakkındaki casusluk suçlaması da düştü.

Örgüt üyeliği ve örgüte yardım suçu yönünden ikilinin dosyalarının ayrılmasına karar verildi.

Dündar ve Gül hakkında tutukluluğa hükmedilmezken yurtdışı çıkış yasağı kaldırıldı.

Fotoğraflar: Reuters

Şimdi ne olacak?

Karar temyize götürülecek. Temyize hem davalılar, hem de davacılar arasındaki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT gidebilir.

Yargıtay nezdindeki temyiz süreci bir hafta sonra başlayacak.

‘Açık oturum’ talebi reddedildi

Bugün Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava saat 10:00’da başladı.

Karar öncesinde şu gelişmeler yaşandı:

Dündar ve Gül’ün avukatları esas hakkındaki mütalaaya yönelik son savunmalarını yaptı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT’in de dahil olduğu davada, Dündar ve Gül’ün avukatı Tora Pekin’in kapalı oturum kararının kaldırılması ve duruşmanın açık yapılması talebi reddedildi.

Dündar, duruşmada “Bugün 6 Mayıs, 44 yıl önce bu ülkede bir hukuk yarası yaşandı. Umarım bugün yeni bir yara açılmaz. Dün yıkmaya çalıştığımız iddia edilen hükümet yıkıldı. Yaptığımız haberimizin arkasındayız. Suçsuz olduğumuza inanıyoruz” diye savunma yaptı.

Hukukçu Faruk Erem’in “Suçluyu kazıyın altından insan çıkar” sözünü hatırlatan Gül ise, “Suçlu değiliz, mahkemenin bu yönde karar vereceğine inanıyoruz” dedi.

Mahkeme başkanı ise, “Önceki duruşmayı 1 Nisan’a bıraktığımızda ‘1 Nisan şakası’ deyip gülmüştünüz. Şimdi de Deniz Gezmiş’lerin idamına atıf yapıyorsunuz. Davayı 6 Mayıs’a bırakmak özel bir tercih değil” diye konuştu.

Dündar’ın son sözleri

Avukatların savunması bittikten sonra Can Dündar son sözlerini söyledi: “Cumhurbaşkanı, başbakanı bizim tahliyemize sevindiği için görevden almıştır. Yazımızı yazarken, görevimizi yaparken, adaletin yanımızda olduğunu hissetmek istiyoruz. Biz sadece gazetecilik yaptık, bu nedenle beraatimizi istiyoruz. Yaptığımız bir gazetecilik faaliyetini savcı da mütalaasında kabul etmiştir. Gazetecilik diliyle söylersek, burdan iyi bir haber ile çıkmak istiyoruz.”

can dundar erdem gul adliye6

Savcı, 3 Mayıs tarihinde Yargıtay içtihatlarında ‘casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama’ suçları için öngörülen unsurların gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiğini belirtmiş ve esas hakkındaki mütaalasında ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, temin edip açıklama ve bu suça iştirak’ suçlamasıyla Dündar’ın 25 yıla kadar, ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklama’ suçlamasıyla Gül’ün 10 yıla kadar hapsini istemişti.

‘Sonuna kadar haberimizi savunacağız’

Dündar, duruşmadan önce “Her şeyi denedi: Tehdit, iftihara, şantaj, hapis. Telefonlarımızı dinletti, hesaplarımızı inceletti; nafile! Bugün haberi yargılayacak. Savunacağız” diye tweet attı.

 

Dündar, duruşma öncesi adliye önünde açıklama yaptı: “Öyle zannediyorum ki sonuna geldik artık bu davada. Her şeyi denediler baştan beri, iş bir tehditle başladı biliyorsunuz. Bunu bizim yanımıza bırakmayacaklarını söylediler. Sonra şantajlar başladı, hapislik oldu, bütün hesaplarımızı didiklediler, mal varlıklarımıza baktılar, telefonlarımızı dinlediler. Her şeyi denediler fakat en ufak bir açık bulamadılar. Sonunda başa döndük. ‘Bu haber suçtur’ noktasına tekrar geldik. Biz baştan beri haberimizi savunuyorduk, asıl bu haberin konusu suçtur, burada yapılan suçtur, bu suçu işleyenler yargılanmalıdır diyorduk. Nihayet o noktadayız şimdi.”

Ne olmuştu?

Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015 tarihli nüshasında ‘İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar’ manşetiyle MİT’e ait TIR’larla Suriye’deki gruplara silah gönderildiğine dair bir haber yer almış, habere savcılık dosyasından alınan görüntüler de eklenmişti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iki gün sonra haberin yapılmasını‘casusluk faaliyeti’ diye niteleyerek “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmişti. Haberi yapan, bedelini ağır ödeyecek. Öyle kolay bırakmam onu..” diye konuşmuştu.

Erdoğan’ın bu sözleri üzerine Dündar ve Gül hakkında ‘askeri ve siyasi casusluk’ suçlamasıyla dava açılmıştı.

26 Kasım 2015’te ifadeye çağrılan Dündar ve Gül, aynı gün tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), avukatlarının ‘tutuklama kararıyla kişi güvenliği ve özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgülüğü, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiği’ gerekçesiyle yaptıkları başvuruyu haklı bularak Dündar ve Gül’ün tahliyesine karar vermişti. İki gazeteci, 26 Şubat’ta tahliye edilmişti.

Erdoğan ise AYM kararıyla ilgili “Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar ama kabul etmek durumunda değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” demişti.

Bir önceki duruşmada dosyaya dava başlamadan kısa süre önce atanan savcı Evliya Çalışkan, Dündar’ın savunmasını ‘kopuş savunması’ olarak nitelemiş, ancak tutuklama talep edilmemişti. Dava, savcı Çalışkan tarafından, ‘Selam Tevhid Kumpas’ dosyasıyla birleştirilmek isteniyor.